Anlaşmalı boşanmada çiftlerin evliliklerinin 1 yılı geçmiş olması yeterlidir. Bu tür boşanmalarda kusur aranmazlar. Anlaşmalı boşanma davası dilekçesi veren çiftlerin davalarında hâkimin, yetkisi sınırlı kalır. Çünkü bir anlaşma yapılmıştır. Taraflar hem fikirdir ve hâkim çekişmeli boşanmada olduğu gibi karar verirken zorlanmaz. Sadece evliliğin 1. Yılının dolmuş olması yeterlidir.

Anlaşmalı boşanma davasında iki önemli metin vardır. Biri protokol diğeri anlaşmalı boşanma dava dilekçesidir. Eğer yanlış hazırlanan bir dilekçe olursa dava açılmadan talep reddedilir. Bu yüzden bu tür dilekçeler için boşanma avukatlarına danışılması faydalı olacaktır. Anlaştığınız konuları tüm detayları ile anlaşmalı boşanma dava dilekçenize yazmalı, yazdırmalısınız. Bu boşanma türü en kolayı gibi görünse de her boşanma içinde zorlu bir süreci saklar.

Her davada olduğu gibi burada da avukat çok önemlidir. Bir boşanma avukatına danışıp dilekçeyi hazırlamak faydanıza olacaktır. Hukuki gerekliliklerle ilgili sizi bilgilendirecek ve yardımcı olacaktır. Boşanma sonrası mal veya velayet paylaşımıyla uğraşmaz istemezsiniz.

Anlaşmalı Boşanma Dava Protokolü

Bir protokol hazırlanmalı ve hâkimin onayına sunulmalıdır. Hâkim bu protokolü eşler ve çocukların zararına veya hukuka aykırı bulursa anlaşmalı boşanma talebini reddedebilir. Ancak bu protokolde hukuka aykırılık teşkil eden bir durum olmadığı halinde hâkim kusur araştırması yapmaksızın boşanmaya karar vermek durumundadır.

Anlaşmalı Boşanma Dava Dilekçesi Örneği

İstanbul Nöbetçi Aile Mahkemesi Hakimliği’ne

Davacı:

Adı Soyadı:

Tc Kimlik Numarası:

Adresi:

Davacı Vekili:

Adı Soyadı:

Adresi:

Davalı:

Adı Soyadı:

Tc Kimlik Numarası:

Adresi:

Davanın Konusu: (Boşanma, nafaka, velayet), maddi ve manevi tazminat konuları

Açıklamalar: Normal boşanma dava dilekçelerinde mutlaka bulunması gereken kusur faktörü anlaşmalı boşanma dava dilekçelerinde yoktur. Örneğin;

İstanbul’da X yerdeki evimizin paylaşımını yaptık gibi açıklamalar yazılır. Çocukların yaşlarına ya da anneye duydukları ihtiyaca göre velayet paylaşımı yazılır. Düğünde takılan altınlar, mal paylaşımları bu alanda yapılıp, anlaşma varılmış olması gerekmektedir. Bu alandaki bilgiler eksiksiz ve doğru olmalıdır. İnceleme sonucu eksiklik veya yanlışlık tespit edilirse dilekçe reddedilir.

Hukuki Deliller: Nüfus aile kaydı, protokol, şahit, kanıtlar gibi deliller sunulduğu alandır.

Hukuki Dayanak:

Sonuç ve Talep:

Davacı veya Davacı Vekili:

Adı Soyadı:

İmzası:

şeklinde yazılmaktadır. Yukarıdaki maddelerden en az birinin bile eksik olmadı mahkeme tarafından reddedilmesine sebep olur.

Anlaşmalı Boşanma Süresi

Anlaşmalı boşanma davalarına yetkili Aile Mahkemeleri bakmadır. Her yerde Aile Mahkemesi bulunmadığından, Asliye Hukuk Mahkemelerine de başvurulabilir. Anlaşmalı boşanma dilekçesiyle yapılan başvurular yetkili mahkemede ise eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya dava açılmadan son 6 ay öncesi ikamet edilen yerin mahkemesi olmalıdır.

Anlaşmalı boşanma dava dilekçesi yetkili ve görevli mahkemeye sunulur. Ardından dilekçeyi alan mahkeme bir gün belirler. Duruşmanın günü ve zamanı taraflara tebliğ edilir. O yüzden verdiğiniz ikametgâh adresinize dikkat etmenizde fayda vardır. Protokolde anlaşmalı boşanmaya dair mali ve çocukların velayeti ile ilgili konular düzenlenmişse, hâkim de protokolü uygun görmüşse boşanma tek celsede boşanma işlemi gerçekleşmiş olur.

Her şey uygun durumda olursa dava 3 ay içerisinde bitmiş olur. Anlaşmalı boşanma protokolü hâkim tarafından uygun bulunmazsa, protokolde taraflar ve çocuklar için iyileştirmeler yapılır. Yapılan değişiklik ve iyileştirmeleri incelenmesi için taraflara belli bir zaman verilmesi gerekir. Bu süre zarfında taraflar incelemelerini yaparlar. Bu değişiklikler sebebiyle dava süresi bir yıla kadar uzayabilir. Sürenin uzaması terslik olarak algılanmamalıdır. Mahkeme hâkimi her iki tarafın ve çocukların çıkarlarını gözetiyordur.

Anlaşmalı boşanma şartları günümüzde pek çok kişi tarafından merak edilmekte ve araştırılmaktadır. Anlaşmalı boşanma şartları ve ilerleyen süreçler ile ilgili bilgileri aşağıdaki yazıda başlıklar halinde bulabilirsiniz. Tüm bunlardan önce anlaşmalı boşanma kısaca; bir yıldır evli olan bir çiftin mahkemeye başvurması veya birinin diğerinin açtığı boşanma davasını kabul etmesi anlamına gelir. Eş, ortak çocukların durumuna ve mali sonuçlarına göre kendi özgür iradelerine göre anlaşmalı bir boşanma sözleşmesi düzenlemesi hazırlar. Hakim re’sen değerlendirme yaptıktan sonra hazırlanan anlaşmalı boşanma sözleşmesinin gerekli şartları sağladığı düşüncesine varılır ise boşanma durumu ideal bir şekilde gerçekleşir. Bu sayede eşler hızlı bir şekilde boşanma imkanına sahip olur ve şartlar kendileri tarafından belirlenir.

Anlaşmalı boşanma şartları nelerdir?

Anlaşmalı boşanma şartları türk medeni kanunu’nun 166(3) maddesinde belirlenmiş ve yürürlükte bu şekilde işlenmektedir. Bu şartlar aşağıdaki gibidir;

  • Evlilik bir yıldan az sürerse, iki taraf boşanma konusunda anlaşamazlar. Bu durumda taraflar diğer boşanma sebeplerine dayanarak boşanabilirler, örneğin evlilik ilişkisinin bozulması ana boşanma türüdür ve boşanma belgelenebilir. Bu durumda taraflar boşanma konusunda fikir birliğine vardıkları için dava çok uzun süre ertelenmeyecek ve anlaşmalı bir şekilde boşanma davasının kapanacağı zamana yakın bir zamanda sona erecektir.
  • Karı koca mahkemeye birlikte başvurur veya taraflardan biri başka bir teklifi kabul etmelidir. Uygulamada, bu durumda ikinci seçenek kullanılır. Yani eşlerden birinin açtığı dava diğer eş tarafından kabul edilir.
  • Her iki taraf da boşanma avukatı tarafından temsil edilse bile, her iki eş de anlaşmalı boşanma davalarına bizzat katılmalı ve boşanma niyetlerini beyan etmelidir.
  • Boşanmanın ekonomik sonuçları tazminat ve nafaka gibi konulardır. Her iki taraf da bu konularda anlaşmaya varmalı ve (varsa) çocukların velayeti konusunda anlaşmalıdır. Hakimin bu anlaşmayı onaylaması gerektiğine şüphe yoktur. Örneğin hukukumuzda vesayet kamu düzeninin bir parçasıdır. Her iki tarafın ortak reşit olmayan çocukları varsa, çocuğun yüksek yararı ilkesi uyarınca hâkim, tarafların vasilik kararı ile bağlı değildir. Henüz başvurusunu bulamamış olmasına rağmen, reşit olmayan reşit ise sosyal hizmet uzmanı/eğitimci rapor alabilir ve görüşünü dinleyebilir. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak bu sözleşmede gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu durumda, her iki taraf da boşanma için bir değişiklik yapacaktır.

Anlaşmalı boşanma davası nereye başvurularak açılmaktadır?

Anlaşmalı bir biçimde açılan boşanma davası aile hukukundan kaynaklanan davalardan biridir ve aile mahkemesine intikal etmiştir. Başka bir deyişle, boşanma davalarına bakan mahkeme aile mahkemesidir. Yetkili mahkeme 4787 sayılı kanunla belirlenir. Ancak aile mahkemesi yoksa asliye hukuk mahkemesi de davalara bakmak üzere aile mahkemesi olarak görev yapabilir. Örnek verecek olursak istanbul sınırları içerisinde ikamet eden bir kişi istanbul aile mahkemesine başvurarak işlemlerini başlatabilir. Bunun yanı sıra istanbul’da yer alan asliye hukuk mahkemeleri üzerinden de davalar açılabilmektedir.

Anlaşmalı boşanma davası protokolü nedir ve nasıl hazırlanmaktadır?

Anlaşmalı bir biçimde boşanmak için hazırlanan protokol, türk medeni kanunu’nun 166/3 maddesinde sayılan hususları içermesi gereken bir anlaşma olup, sözleşme özgürlüğü ilkesi uyarınca içeriği başka hususları da içerebilir. Bu sözleşmenin boşanma sözleşmesinin eş tarafından gönüllü olarak kabul edilmesi ve imzalanması gerekir. Anlaşmalı boşanma anlaşmasını yazılı olarak mahkemeye sunmanın birçok avantajı olmakla birlikte sözlü olarak da sunulabilmektedir.

Tüm bu durumlara ek olarak anlaşmalı boşanma protokolünde bulunması gereken zorunlu unsurlar ise aşağıdaki listede verilmiştir.

  • Tazminat, nafaka ve benzeri boşanmanın getirdiği mali sonuçlar
  • Velayet olarak da bilinen müşterek çocukların durumu

Anlaşmalı boşanma davası ne kadar sürmektedir?

Anlaşmalı boşanma davasının ne kadar süreceği sorusuna net bir cevap vermek mümkün değildir. Genel olarak, aile mahkemesi yoğun programı nedeniyle duruşma tarihini uzun bir süre erteleyecektir. Eğer ki anlaşmalı boşanma süreci çekişmeli dava sürecine dönüşmeyecek ise davanın sonuçlanması tek mahkeme sürmekte ve tek celsede boşanma davası tamamlanmaktadır.


Eşin alkol kullanması boşanma sebebi olarak sayılmamaktadır. Önemli olan alkol kullanımının ne sıklıkla yapıldığıdır. Alkol kullanıyor olmak tek başına boşanma sebepleri içerisinde yer almaz. Bunun herhangi bir negatifliğe neden olması ve aile birliğini yada huzurunu etkiliyor olması gerekir. Tabii burada ekonomik nedenler de hesaba katılır. Aile bütçesini, ailenin ihtiyaçlarından kısarak alkole yatırmak, olumsuz bir davranıştır. Ancak hiç bir sebep yokken, sadece alkol kullanmakla suçlama yapılması mümkün değildir.

Boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nda belirtilmiştir. Kanuna hükümleri uyarınca; Terk, zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme ve akıl hastalığı gibi nedenler boşanma nedenleri olarak tanımlanır. Tabi ki boşanma sebepleri bunlarla sınırlı değildir bunlar haricinde başka nedenler de boşanma nedeni sayılabilir. Eşin alkol kullanması boşanma sebebi sayılabilmesi için bu kullanımın sıklığının ve etkilerinin araştırılması gerekmektedir.

Eşlerin birlikte alkol almaları veya makul miktarda eşin alkol kullanması boşanma sebebi olarak görülmemektedir. Eğer alkol alımı gereğinden fazla olmaya başlarsa veya az miktarda da olsa alkol alındıktan sonra fiziksel, ruhsal veya cinsel bazı sorunlar ortaya çıkıyorsa eşin alkol kullanması boşanma sebebi sayılabilir.

Alkol eğer bağımlılık seviyesine geldiyse kişi günlük yaşamının birçok zamanını sarhoş yani akli dengesinin tam manasıyla yerinde olmadan geçireceği için başka olumsuz davranışlara da yol açabilmektedir. Örneğin bir kişi alkolün etkisiyle belli şiddet çeşitlerini aile bireylerine uygulayabilir. Yani alkol etkisiyle başka boşanma sebeplerini tetikleyen bir unsurdur.
Özetle normal etki gösteren insanlarda bağımlılık yapmayacak şekilde kullanılması sorun teşkil etmezken aşırıya kaçıp bağımlı hale gelmesi alkol kullanımını boşanma sebepleri arasına sokabilmektedir.

Boşanmada Alkol İspatı

Kişi eşinin alkol bağımlısı olduğunu bu durumun evliliklerini temelinden sarstığından hayatı çekilmez bir hale getirdiğinden, aralarında sevgi kalmadığından, ona karşı onur kırıcı davranışlarda bulunduğundan, bu bağımlılığın aile bütçesini olumsuz etkilediğinden bahsedebilir. Bunları söylemesi tek başına bir anlam ifade etmediği için müddeinin iddiaları ispatlaması gerekmektedir. Bu konuda da şahitler ifadeler dinleneceği gibi bazı tıbbi tetkikler de yapılabilmektedir. Davacı olan kişinin kesinlikle bu raporlarla haklı olduğunu göstermiş olması gerekmektedir. Tabi konu ne kadar ispatlanmış olsa da alkol kullanan eşin tedavi olmaya istekliliği pişman olması gibi nedenler de davayı etkilemektedir.

Alkol Bağımlılığının Tetiklediği Sorunlar

Alkol bağımlılığı tek başına bir boşanma sebebi olarak görülse de birçok boşanma sebebini etkileyen bir bağımlılık türüdür. Örneğin alkol bağımlısı olan eşini bu bağımlılığa bağlı olarak fiziksel veya psikolojik şiddet uyguladığı için veya aileyi maddi durumdan zor bir hale soktuğu için de boşanma davası açabilir. Burada boşanma avukatlarına çok iş düşmektedir. Her dava da olduğu gibi ne kadar net bir durum olursa olsun iyi bir boşanma avukatı seçmek oldukça önemlidir. Bu tür vakaların daha çok görüldüğü İstanbul gibi bölgelerden avukat seçmek müvekkil için daha avantajlı olabilmektedir.
Yapılan araştırmalar neticesinde alkol bağımlılığı olan bireylerin aile içerisinde şiddette, cinsel, bedensel ve psikolojik istismara yol açtığı gözlemlenmektedir. Alkol bağımlısı bireylerin iş hayatlarında büyük aksamalar olacağı için büyük maddi kayıplara yol açabilir. Bu kayıplar da aile üyelerine daha fazla yük olarak geri dönmektedir. Böylelikle başka bir sıkıntıyı ortaya çıkarmaktadır.

Alkol Bağımlılığının Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Bilindiği üzere çocukların doğduğundan itibaren ilk rol model aldıkları insanlar anne ve babalarıdır. Bu durum ebeveynlere ne kadar davranış sorumluluğu yüklendiğinin en önemli göstergelerinden bir tanesidir. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki sorunlu davranışlar gösteren ebeveynlerin çocuklarında da benzer davranışlar gözüktüğü gibi bu tür davranışların daha da artış göstererek ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Bu tür olumsuz davranışlar sergileyenler ebeveynliğin temel esaslarına aykırı hareket ettikleri için hukuken de karşılarına birçok yaptırım çıkabilmektedir. Böylelikle alkol bağımlılığı başka bir boşanma sebebini ortaya çıkarmış olur.

Aile içi şiddet nedeniyle boşanma davaları en çok görülen davalar arasındadır. Evli bireylerin aile içerisindeki tutumları boşanma davalarını etkileyen faktörler arasındadır. Aile içi şiddet nedeniyle açılan boşanma davaları günümüzde maalesef büyük bir artış göstermektedir.

Bireylerin boşanmaları için öne sürebilecekleri birçok neden vardır. Aile içi şiddet nedeniyle boşanma neredeyse en önemlileri arasında yer almaktadır. Eşlerden birinin diğerinin hayatına kastetmesi veya pek kötü davranışta bulunması sebebiyle dava açılabilir. Bu tür konular Türk Medeni Kanunu’nda geçerli boşanma nedenleri arasında gösterilmektedir.

Bu tür davalar boşanma avukatları ve aile mahkemelerinin alanlarına girmektedir. Başvurular şahsen veya vekâlet ile boşanma avukatı tarafından yapılmaktadır. Olaylar ne kadar net gözükse de iyi bir boşanma avukatı tutmak önem teşkil etmektedir

Fiziksel Şiddet nedir?

TÜİK verilerine göre her yıl değişiklik gösterse de neredeyse boşanma davalarının üçte biri aile içi şiddet sebebiyle gerçekleşmektedir. Aile içi şiddet nedeniyle boşanma vakaların çoğu İstanbul gibi büyük şehirlerde gerçekleşmektedir. Şiddet denilince hepimizin aklına sadece fiziksel olarak gösterilen kaba kuvvet gelse de en az fiziksel şiddet kadar zarar verici birçok çeşidi bulunmaktadır.

Şiddet denildiğinde genellikle akla gelen ilk şiddet çeşididir. Fiziksel şiddet kaba kuvveti bir yaptırım aracı olarak kullanıp kişiyi doğal yaşamından mahrum etmesidir.

Sadece kaba kuvvet ile bedene verilen zararlar olarak düşünülmemelidir. Güç kullanılarak bireyin birçok yaşamsal faaliyetlerden mahrum bırakmak da fiziksel şiddetin içerisinde yer almaktadır.

Fiziksel şiddetin üzerinden belli bir zaman geçtikte sonra belirtilerin kaybolacağı için şiddete uğrayan kişinin darp raporu alıp bu şiddeti belgelemesi gerekmektedir. Aynı zamanda fiziksel şiddete uğrayan kişi uzaklaştırma talebinde bulunabileceği gibi darp raporu sonucunda çalışmasına engel teşkil eden bir durum olursa tazminat davası da açabilmektedir.

Psikolojik Şiddet Nedir?

Psikolojik şiddet, kişinin veya kişilerin ruh salığının derinden olumsuz bir şekilde etkileyen olayların bütününe verilen isimdir. Psikolojik şiddete ikili ilişkilerin olduğu her alanda yaşanabilmektedir.

Eşlerin birbirlerini küçük düşürme, beğenmeme, her bakımdan yetersiz görme, aşağılama, bağırma, fiziksel özellikleriyle alay etme, aşırı kıskançlık, özgüven ve onur kırıcı hareketlerde bulunma gibi olaylar psikolojik şiddete örnek olarak gösterilebilmektedir. Bunların yanında evli çiftlerin birbirlerine vermesi gereken tepkileri vermemesi durumunda da psikolojik şiddet kapsamına girebilir.

Ekonomik Şiddet Nedir?

Ekonomik şiddet de son dönemlerde sıkça karşımıza çıkan şiddet türleri arasında yer almaktadır. Kişinin bilerek ve isteyerek imkânı olduğu halde maddi olanaklardan mahrum bırakması ekonomik şiddet kapsamına dâhil edilmektedir.

Tabi ki burada ekonomik şiddet değerlendirilirken bireylerin maddi imkânları ve bu maddi imkânlardaki diğer bireylerin yaşayış şekilleri göz önüne alınmaktadır. Örneğin asgari ücretli birisi ile daha yüksek meblağlarda kazana birisinin yaşam standartları bir olmadığı gibi istek ve ihtiyaçları da bir değildir bu sebeple istekler gelire göre değişiklik gösterebilmektedir.

Tam tersi düşünüldüğünde maddi imkânı olmadığı halde bireyden birçok şey istenmesi ve baskı kurulması psikolojik şiddet kapsamına girmektedir. Bu tür olaylar gelir seviyesinin sık sık değişiklik gösterdiği İstanbul gibi metropol şehirlerde daha çok yaşanmaktadır.

Cinsel Şiddet Nedir?

Kişinin rızası olmadan cinsel ilişkiye girilmesi veya bilerek acıtarak cinsel ilişkiye girilmesi cinsel şiddet kapsamına girmektedir. Birçok kişi bu tür şiddet olaylarında korktuğu için veya utandığı için gerekli kanallara ulaşamamıştır. İstek dışı yapılan bütün zorlamalar şiddet sayıldığı gibi cinsel zorlama da şiddet kapsamına girmektedir. Cinsel şiddet aynı zamanda hem psikolojik hem de fiziksel şiddet kapsamına girebilir.

Tüm dünya uluslarında olduğu gibi ülkemizde de aile birliği, anayasal olarak korunan bir kurumdur. Ailenin toplumun en önemli bileşeni olduğu ve aile birliğine herhangi bir şekilde zeval gelmemesine yönelik hükümler kanunlarımızda farklı bentlerde yer alır. Ancak elbette belli durumlarda aile birliği, zaruri olarak veya kendiliğinden sona ermek durumundadır. Eşlerin birbirlerine, çocuklarına ve çevrelerine zarar vermeleri halinde, boşanma davası yolu ile ayrılmaları da, kanunda korunan bir durumdur. Bu noktada boşanma avukatı tarafından temsil edilebilen taraflar, neden ayrılmak istediklerini beyan ederek, evlilikten kaynaklanan haklarını eksiksiz teslim alarak boşanabilir. Bu durumda varda çocukların kimde kalacağı, çocuklara hangi tarafın nafaka ödeyeceği ve diğer hususlar, görülecek boşanma davasında hakim tarafından belirlenir.

Boşanma Zorunlu mudur?

Aile mahkemeleri, çiftlerin doğrudan boşanmalarına değil, öncelikle aile birliğinin sürdürülmesine yönelik dava görür. Hangi şartta olursa olsun, hakim tarafların bir arada kalabilme ve aile birliğini sürdürebilme ihtimalini gözetir. Bu noktada anlaşmalı boşanma durumunda dahi, taraflara defaten emin olup olmadıkları sorulur ve kesin olarak sonuca ulaşılmaya çalışılır.

Çekişmeli boşanmalarda ise yine tarafların argümanları incelenir ve gerekiyorsa, boşanma geriye bırakılabilir. Yani her ne kadar kanun boşanmayı bir hak olarak görmüşse de, aile birliğinin devamına yönelik inisiyatif kullanmak mahkemelerin elindedir ve bunu kullanırlar.

Yani boşanma bir zorunluluk değildir. Ailelerin, acele ile karar vermemeleri, mümkünse bunu detaylı analiz edip, uzun vadeli düşünmeleri çok önemlidir.

Çocuklar İçin Aile Birliğinin Önemi

Boşanma davası açılma durumunda boşanma avukatı en çok çocukların durumuna dikkat etmek durumundadır. Mahkemeler de çocukların hangi tarafta kalacağı ve bakımları için ne kadar gider karşılanması gerektiği noktasında gerekli özeni gösterir.

Boşanma avukatları, her iki taraf için de en uygun velayet durumunu temin etmek için çalışır. Çocuğun kalacağı tarafa, yeterince destek ödemesi yapılması için her iki tarafın avukatı da etik olarak sorumludur. Çocuğun ihtiyaçlarına yönelik miktarların tespiti yine mahkemece yapılır ve tarafların ekonomik durumlarına göre lüks olmayacak, ancak en iyi koşulları sağlayacak şekilde temin edilir.

Toplum Bakımından Aile Birliğinin Önemi

Toplumların, sistemli ve genel kurallara uygun biçimde yaşamlarını sürdürmeleri aile birliğinin barlığı ile ilişkilidir. Bu nedenler tüm ülkeler, aileleri korur. Çocukların da sağlıklı biçimde büyümeleri ve gelecekte topluma yararlı bireyler haline gelebilmeleri için sağlıklı bir aile içerisinde yaşamaları son derece önemlidir. Bu nedenle, modern medeni hukuk kuralları, sağlıklı olmayan aile birliği durumlarında boşanma koşullarının daha doğru olduğunu iddia eder.

Boşanma avukatı olarak çalışan meslek mensupları, tarafların durumunu inceleyerek, kendileri, çocukları ve toplum için hangi durumun daha doğru olduğu konusunda elbette fikir verebilir. Ancak boşan avukatı tarafından verilen bu fikir bağlayıcı değildir. Tarafların en mantıklı değerlendirmeyi yapması ve mümkün olduğunca fazla kişiden fikir alması doğru olacaktır.

Boşanma davasının kaçınılmaz olduğu durumlarda ise elbette kanundan doğan haklar kullanılarak, dava açılabilir ve taraflar boşanabilir.

Bu durumda da tarafların haklarını eksiksiz alması ve çocukların mağdur olmamasının sağlanması için çalışmak boşanma avukatlarının sorumluluğudur.

Geçimsizlik, şiddet ve olağan dışı hallerde aile birliğinin kendiliğinden sona ermesi durumu dile getirilir. Ailelerin saygı ve sevgi koşullarında bir arada olmaları esastır. Eğer eşler birbirine veya çocukların fiziksel yahut psikolojik şiddet uyguluyorsa, burada aile birliği farklı bir yöne kaymış demektir ve insan hakları ihlal edilmektedir. Bu durumun sona erdirilmesi mümkün olmuyor veya tekerrür ediyorsa, boşanma büyük olasılıkla kaçınılmaz olacaktır.

Diğer Konu Başlıklarını İnceleyin

Sohbeti aç
Merhaba
Yardıma ihtiyacınız var mı?